Halide Nusret Zorlutuna’nın 19 yaşında kaleme aldığı ilk romanı ‘Küller ‘ naif bir aşk hikayesinin ailenin genç kuşak fertlerinden birine mektuplar aracılığıyla anlatılmasından oluşuyor. Büyük bir aşkın film tadındaki hikayesi olan ‘Küller’ sizi yer yer şaşırtacak, bir sevda hikayesinin ne demlerden geçtiğine tanıklık edeceksiniz.
Kıskançlık duygusunun aşkla iç içe geçmesi romanı besleyen yegane durumlardan, pişmanlık ise tüm bunların sonucu... naif aşklara yelken açmak, masum aşkların zamanına doğru nostalji yapmak isteyenler için nadide bir roman‘Küller’.
İstanbul’da doğan Halide Nusret, Meşrutiyet döneminde Kerkük’te mutasarrıflık yapan, II. Abdülhamit devri gazetecilerinden Mehmet Selim Beyin kızıdır. Babası, kendi adından daha çok Avnullah Kâzımî takma adıyla tanınır. Kerkük’te özel hocalardan Türkçe, Arapça, Farsça dersleri alan Halide Nusret, Dünya Savaşı başladığı sıralarda ailesi ile birlikte İstanbul’a döner ve orta öğrenimini Erenköy Kız Lisesi’nde tamamlayarak İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’ne devam eder. Özel olarak İngilizce öğrenir. 1924’te Edirne Muallim Mektebi’ne öğretmen olarak atanan Halide Nusret, daha sonra sırasıyla Kırklareli, Kars, Ardahan, Urfa, Karaman, İstanbul ve Ankara’da çeşitli ortaokul ve liselerde bu görevi sürdürür. 1926’da Süvari Yarbayı Aziz Vecihi Zorlutuna ile evlenir. 1930’da oğulları Ergün, 1938’de kızları Emine Işınsu dünyaya gelir. Bu arada, Çocuk Esirgeme, Yardımseverler, Çocuk Haklarını Koruma, Türk Kadınlar Birliği, Eski Muharipler, Soroptimistler gibi derneklerin üyeliklerinde ve Türk Anneler Derneği Genel Başkanlığında bulunan Halide Nusret; 1957’de Kız Teknik Öğretmen Okulu’nda edebiyat öğretmeni iken kendi isteği ile emekliye ayrılır. Halide Nusret, yazı hayatına, on beş yaşlarında, Erenköy Kız Lisesi’nin açtığı yarışmada, babasının ölümü üzerine yazdığı “Ağlayan Kahkahalar” yazısının birincilik kazanması üzerine girer. O günden sonra şiir, fıkra, deneme, inceleme, anı, sohbet, hikâye ve roman türlerinde çeşitli eserler kaleme alır. Sade dili, samimî üslûbu ve güzel Türkçesi ile yazdığı yazılar, mistik temayülleri olan duygulu ve şefkatli ruhunun terennüm ettiği şiirler, büyük bir ilgi ile karşılanır. 1975 yılı, Birleşmiş Milletler tarafından “Kadın Yılı” olarak ilân edildiğinde “Kadınların Sosyal Hayatını İnceleme ve Araştırma Derneği” tarafından düzenlenen sergi ve toplantıda kendisine “Ümmü’l-Muharrirât (Kadın Yazarların Annesi)” unvanı, 1983 yılında ise, Basın Yayın Genel Müdürlüğü ile Türk Basın Birliği tarafından “Basın Mesleğinde 50 Yıl Şerefli Hizmet” belgesi ile plaket verilir. Kadınlar Dünyası, Salon Mecmuası, Çınaraltı, Türk Kadını, Çağrı, Hilâl, Defne, Hisar dergilerinde ve Zafer, Kudret, Haber, Yeni İstanbul, Sabah, Hürriyet gazetelerinde sık sık imzasıyla karşılaştığımız Zorlutuna’nın başlıca eserleri şunlardır: Romanları: Küller (1921), Sisli Geceler (1922), Gül’ün Babası Kim? (1939), Aşk ve Zafer (1964), Altın Karanfiller (1965), Aydınlık Kapı (1974). Hatıraları: Büyükanne (1971), Bir Devrin Romanı (1973), Benim Küçük Dostlarım (1977). Hikâyeleri: Beyaz Selvi (1945). Şiirleri: Geceden Taşan Dertler (1930), Yayla Türküsü (1943), Yurdumun Dört Bucağı (1950), Ellerim Bomboş (1967).