Hazreti Musa Kur’an-ı Kerim’de adından en çok söz edilen peygamber. Hayatı hakkında ayet ve hadislere dayanarak teferruata varıncaya kadar çok şey söylenebiliyor. Fakat üzerinde ısrarla durulması gereken bir şey var ki o da Kur’an-ı Kerim’deki kıssaların salt tarihinin bir bilgi olarak ele alınamayacağı. Bu hakikati hareket noktası olarak kabul eden Hekimoğlu İsmail yeni romanı “Firavunun Öldüremediği Musa′dır” da Hazreti Musa’nın hayatını geçmişi değil şimdiyi baz alarak anlatıyor. Kitabın satırları arasında gezinirken milattan öncesi ve milenyum arasında, Mısır’la Anadolu toprakları arasında gidip gidip geliyor. Hatta tarihi birikiminizi de bu şablona oturtarak yeniden değerlendirebiliyoruz. Çünkü zaman ve mekan değişse de değişmeyen bir insan hakikati var. Bunun için tarihin tekerrürden ibaret olduğu söyleniyor. Arif Nihat bunun için “Ebu Lehep ölmedi ya Muhammed / Ebu Cehil kıt’alar dolaşıyor” diyor. Değil midir ki kainat zıtlar alemidir. İyiyle kötünün, küfürle imanın, zulmetle nurun mücadelesi Hazreti Adem’le başlamış. Kıyametle dek sürecektir.
Musa’yla Firavun da bu zıtlar aleminin iki temsilcisi. Musa yed-i beyzanın. âsânın ve Kıptîleri canından bezdiren daha nice mucizenin sahibi; Kelamullah’a mazhar. Firavun Mısır’ın efendisi. İsrailoğulları’nı köle olarak çalıştıran, Ehramlar yaptıran, taht sahibi Musa’yı davet eden, Firavun’u reddeden, Musa’ya inanan, Firavun’u inkar eden Musa, Rabbine dayanan, Firavun saltanatına güvenen... Ve inananların zaferiyle nihayetlenen bir tarihi tablo daha. Fakat insanın hamken olması. Pişip yanması kolay değil. Çöle düşüp nice imtihanlardan geçen, mucizelere şahit olan, ama yine de onca hata işleyen insanlığın değişmez dramı.
Hekimoğlu İsmail, sade, akıcı bir konuşma diliyle kaleme aldığı ve Kur’anî kaynaklara dayanarak hazırladığı “Firavunun Öldüremediği Musa′dır” da ümmet olma sorumluluğu üzerinde duruyor. Eseri bir roman diliyle okumanın rahatlığı içerisinde hem Hazreti Musa gibi ulu’l-azm yani beş büyük peygamberden birinin hayatını İsrailiyat’tan arındırılmış olarak öğreniyor, hem de değişmeyen insan hakikatini yaşadığınız zaman ve mekana uyarlıyorsunuz. İşte bu noktada Kitabın adı bir şifre gibi çözümleniyor: “Firavun’un Öldüremediği Musa’dır.”
1932 yılında Erzincan′da doğdu. Asıl adı, Ömer Okçu′dur. Dedesinin ismi olan Hekimoğlu İsmail imzasıyla yazılarını yazdı, böyle tanındı. Babası, İstiklal savaşı sırasında Kazım Karabekir Paşa′nın emrinde 4 yıl askerlik yaptıktan sonra, memleketine döndüğünde İstiklal Madalyası′nı satıp, viran olan şehrini yaptırdı. Savaşlar içinde büyüyen Hekimoğlu İsmail′in anne ve babasının okuma yazması yoktu, yazarımız kitap bulunmayan evde doğdu, büyüdü. 1950′den itibaren çeşitli zamanlarda yazıları sebebiyle mahkemelere verildi. Hekimoğlu İsmail 1953′ten beri sigara parasını kitaba verip, bir ömür boyu talebe gibi çalışmıştır. Lise tahsilinden sonra Amerika′da elektronik üzerine ihtisas yaptı. 1967′de meşhur Minyeli Abdullah romanını yazdı. O günden bu yana pek çok dergi ve gazetede yazılar yazan Hekimoğlu′nun 30′dan fazla eseri vardır. Yurtiçi, yurtdışı konferansları da yüzlercedir. Halen Zaman gazetesi′nde makaleleri yayınlanan Hekimoğlu İsmail′e Harran Üniversitesi tarafından Edebiyat Doktoru unvanı verilmiştir.