Osmanlı′yı da, Birinci Cihan Savaşı′nı da, Milli Mücadele′yi de görmüş, Fransa′da Doğu Dilleri Okulu′nda okumuş, Padişah Abdülhamit′in Berlin Büyükelçisi Sadullah Paşa′nın gelini, Viyana Büyükelçisi Nusret Sadullah Bey′in eşi, Beylerbeyi′ndeki yalının son temsilcisi...
Münevver Ayaşlı. "Geniş Ufuklara ve Yabancı İklimlere Doğru"da kendi kişisel tarihini yazarken yine Osmanlı′nın son dönemine, Cumhuriyet′in ilk dönemine tanıklık ediyor. Çocukluğundan başlatarak eşi Nusret Sadullah Ayaşlı′nın vefat tarihi olan 12 Aralık 1944′e kadar kronolojik bir sıra gözetmeden zaman, mekan ve insan üçgeninde geliştiriyor anlatımını. Tarih kitaplarının kuru ve yavan sayfalarında bulamayacağınız ayrıntılara yer veriyor. Geniş ufuklara ve yabancı iklimlere doğru bir yolculuğa davet ediyor okuyucusunu...
Hicri 1322 - Miladi 1906 senesinde Selanik′te doğdum. Fakat, umumi manada anlaşıldığı gibi ′Selanik′li değilim, Türküm. Babam askerdi. Devletimizin hudutları içinde olan Selanik′te vazifeli olarak bulunduğu bir sırada dünyaya gelmişim. Bütün Rumeli′yi çok sevdiğim gibi, Selanik′i de çok severim. Fertler ve milletler için hicret mukadderdir. Bizim tarihimiz, yani İslam tarihi hicri′dir, yani büyük mukaddes bir hicretle başlar. Binaenaleyh, biz müslümanlar için hicret etmenin, muhacir olmanın, ayrıca ulvi bir kıymeti vardır. Biz de anavatan Anadolu′ya hicret ettik. İzdivacım dolayısıyla candan ve gönülden Ayaşlı oldum. Bunu ilahi bir lütuf olarak kabul ederim. Zira bütün Piran′a çok bağlı olduğum gibi Hacı Bayram-ı Veli′ye (k.s.) ve onun ikinci halifesi olan Ayaşi Bünyamin-i Veli′ye (k.s.) çok bağlıyımdır. Hayatta yapayanlız kaldıktan sonra, 1947 senesinde yine yazıya ve gazeteciliğe başladım. Bir gün, hayat mücadelemde, kalemimin bana yardımcı olacağını hiç düşünmemiştim. Halbuki kalemin ne kadar mübarek ve mukaddes olduğunu bize Kur′an-ı Kerim emreder. Ömrü kültür hayatımıza hizmetle geçen Münevver Ayaşlı 20 Ağustos 1999, Cuma günü Rahmet-i Rahman′a irtihal etmiştir.