"Teğmen Thomas Glahn′ın Notlarından" ikinci başlığını taşıyan Pan romanı (1894) hem güçlü bir aşk romanı, hem de zengin bir tabiat övgüsüdür. Hamsun sadece bu eseri yazsaydı yine büyük bir şair sayılırdı. Modern psikolojinin canlı bir anıtı sayılan bu eser, kelimeler arasında yaşattığı inceliklerle bir şaheser değeri taşır. Pan, Knut Hamsun’un Victoria-Pan-Rosa üçlemesinin ikinci kitabı. İnsan ve doğa ilişkisi üzerine yoğunlaşan Hamsun, yüzyıl başındaki insanın yalnızlaşmasını, toplumdan uzaklaşıp doğayla baş başa kalışıyla birlikte kendi doğası üzerine düşünmesini ve hızla yükselen kapitalist toplum dalgasının etkilerini ruhunda hissetmişçesine eleştirel bir tavırla sade ve doğal insana özlemini dile getirir. Kuzey Norveç ormanlarının, otlarının, sularının ortak çağıltısı içine, kuvvetli bir aşk tutkusunu şiir yüklü bir dille oturtan bu roman, Hamsun’un ününün dünyaya yayılışında önemli payı bir şaheserdir.
1890′dan başlayarak dünyanın sayılı romancıları arasına girecek ve Knut Hamsun adını alacak olan Knud Pedersen, Norveç′in kuzeyinde Gudbrandsdal sınırları içinde Lom kasabasında doğdu. (04 Ağustos 1859) Hamsun′un hayatı, ana çizgileriyle, çetin imtihanlardan geçerek başarıya ulaşmış bir insanın hayatı. 1859-1888 arası, yani ömrünün algılara açık ilk otuz yılı; senelerce yazsa tükenmeyecek bir malzeme sağlamıştı ona. Ve Hamsun, kendi destanı ve savaşlarıyla birlikte, insanların destanını bölüm bölüm yazmak için bol bol fırsat buldu: 19 Şubat 1952′de 93 yaşında öldü. Otuzu aşkın eserleri arasında Açlık, Pan, Victoria, Sonbahar Yıldızları Altında, Hüzünlü Havalar, Son Mutluluk, Rosa, Benoni, Dünya Nimeti.. en önce hatırlanan romanlarıdır.