"Pertev Bey" tamamen siyasi bir roman niteliğinde ve Ayaşlı’nın tarih kültür ve siyaset alanındaki düşüncelerini özetler mahiyettedir. Bu romanı Ayaşlı’nın diğer eserlerinden ayrı bir yere koymak gerekiyor. "Pertev Bey"i, gerek hacim gerek dil ve üslup olarak Ayaşlı’nın dünyasını en iyi özetleyen eser olarak görmek mümkün. Münevver Ayaşlı hayatının son anına kadar Osmanlı Hanedanı′na, hilafet ve saltanata bağlılığından vazgeçmemiş, onlara karşı saygısını hep korumuştur. Her fırsatta saltanat ailesinin yaşadığı çileyi dile getirmiş, üzüntülerini ifade etmiştir. Aynı hassasiyeti İstiklal Harbi için de gösterir. Yine "Pertev Bey" romanında Osmanlının son dönem devlet adamı ve aydınlarının pek çoğunun İstiklal Harbi′ne katılmak için gösterdikleri cehdi ve katılamayanların da (Pertev Bey gibi) üzüntülerini yansıtır.
Elinizdeki kitap ′nehir roman′ dediğimiz birbirinin devamı olarak kaleme alınmış üç kitaptan oluşuyor:
′′Pertev Bey′in Üç Kızı, Pertev Bey′in İki Kızı ve Pertev Bey′in Torunları′′ Hatırat yazarlığının önemli isimlerinden Münevver Ayaşlı, gerçek bir zaman, mekan ve vak′a üçgenine oturtarak başarılı bir üslupla kaleme alıyor romanını. Miralaya Pertev Bey′in kızları, torunları ve kalabalık maiyeti etrafında ferdi, ailevi ve toplumsal bozulmuşluğu tahlil ediyor. Hem şahitlik ettiği hem de derinden yaşadığı Osmanlı İmparatorluğu′nun yıkılışını ve yıkılış sebeplerini kavratıyor okuyucusuna. “Pertev Bey” serisi tarihsel gerçeklerin öyküleştirilerek okuyucuya sunulduğu seviyeli, üsluplu, geniş bir ′dönem romanı′ kimliğinde.
Hicri 1322 - Miladi 1906 senesinde Selanik′te doğdum. Fakat, umumi manada anlaşıldığı gibi ′Selanik′li değilim, Türküm. Babam askerdi. Devletimizin hudutları içinde olan Selanik′te vazifeli olarak bulunduğu bir sırada dünyaya gelmişim. Bütün Rumeli′yi çok sevdiğim gibi, Selanik′i de çok severim. Fertler ve milletler için hicret mukadderdir. Bizim tarihimiz, yani İslam tarihi hicri′dir, yani büyük mukaddes bir hicretle başlar. Binaenaleyh, biz müslümanlar için hicret etmenin, muhacir olmanın, ayrıca ulvi bir kıymeti vardır. Biz de anavatan Anadolu′ya hicret ettik. İzdivacım dolayısıyla candan ve gönülden Ayaşlı oldum. Bunu ilahi bir lütuf olarak kabul ederim. Zira bütün Piran′a çok bağlı olduğum gibi Hacı Bayram-ı Veli′ye (k.s.) ve onun ikinci halifesi olan Ayaşi Bünyamin-i Veli′ye (k.s.) çok bağlıyımdır. Hayatta yapayanlız kaldıktan sonra, 1947 senesinde yine yazıya ve gazeteciliğe başladım. Bir gün, hayat mücadelemde, kalemimin bana yardımcı olacağını hiç düşünmemiştim. Halbuki kalemin ne kadar mübarek ve mukaddes olduğunu bize Kur′an-ı Kerim emreder. Ömrü kültür hayatımıza hizmetle geçen Münevver Ayaşlı 20 Ağustos 1999, Cuma günü Rahmet-i Rahman′a irtihal etmiştir.